3 Haziran 2012 Pazar

mrwland: İSTANBUL EFENDİSİ

mrwland: İSTANBUL EFENDİSİ: 8-9 aydır İstanbuldayım.Çalıştığım günlerden ve tiyatro derslerimin olduğu günlerden fırsat bulduğum her vakit tiyatro'ya gitmeye özen göste...

İSTANBUL EFENDİSİ

8-9 aydır İstanbuldayım.Çalıştığım günlerden ve tiyatro derslerimin olduğu günlerden fırsat bulduğum her vakit tiyatro'ya gitmeye özen gösteriyorum.Özellikle İstanbul Şehir Tiyatroları'nın oyunlarını mümkün olduğunca kaçırmıyorum.Gittiğim tüm oyunları yazmayı çok istedim ama yorgunluktan bir türlü fırsat bulamadım.Bugün gene Şehir Tiyatrosu oyunlarının izlendiği günlerden biriydi.2008 yılından beri izleyiciyle buluşan İstanbul Efendisi bugünde Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosunda tiyatroseverlerle buluştu.Açık hava neredeyse hınca hınç doluydu ve hava tam oyun izlemelik kıvamda güzeldi.Girişte yakalarımıza SUS-muyoruz kartları iliştirdik kocaman ve oyun alanında yerlerimizi aldık,saat tam 21:00 olduğunda oyunumuzu izlemeye başladık.


“İstanbul Efendisi” hem konusu, hem de çarpıcı dekor ve kostümleriyle seyirciye masal dünyasının kapılarını açıyor.Türk Tiyatrosu’nun klasikleri arasına giren oyun Musahipzade Celal tarafından 1914 yılında yazılmış. Danslı, müzikli bir İstanbul hikâyesinin anlatıldığı bol kadrolu oyunun yönetmenliğini ise Engin Alkan yapıyor.Engin Alkan gene müthiş oyunculuğunu konuşturuyor ve tabi ki Çağlar Çorumlu ve diğer tüm değerli oyuncular.Dekorlar,Kostüm,Müzikler,Oyuncular ve Oyun..herşey muhteşem.Bu arada dekor Barış Dinçel'e ait.Ayrıca müziklerin seçimi,yorumlanışı ve dansla uyumları muhteşem.İstanbul Efendisi başarılı bir oyunun ancak tüm ekibin birbiriyle olan uyumuyla gerçekleşebileceğini kanıtlayan keyifli bir oyun


Bütün bunların haricinde hınca hınç dolu açık hava tiyatrosunun insanları "Sanatıma dokunma" demek için de oradaydılar.Tüm oyuncular ve tiyatroseverler "Tiyatroma Dokunma" demek için yıldızların altında açık havada bir araya toplanmıştı bugün.Engin Alkan yaptığı dokundurmalarla kırdı geçirdi.SUSMAYACAĞIZ yazılı pankartlar açıldı.


Kısacası oyun da oyuncular da tiyatroseverlerde tek yürekdi bu akşam...







22 Ocak 2012 Pazar

İŞTE BENİM KADINLARIM

Geçen arkadaşlarla güzellik üzerine konuşuyorduk, laf lafı açtı güzellik nedir, göreceli midir, kim güzeldir kim değildir. Sonra konu ünlü güzellere geldi vs..vs..


Bende düşündüm bir müddet, benim için güzellik nedir diye, ama korkmayın benim için güzellik budur şudur diye iç bayıcı bir açıklama yapmayacağım size :) Ben sadece size benim gözümde güzel görünen kadınlar kimler, onları neden güzel buluyorum onlardan birkaç örnek göstereceğim...herkesin güzellik anlayışı farklıdır çünkü e tabi ki benimki de bir çok kişiden farklı. Hadi o zaman size benim birçok şeyleriyle çok güzel bulduğum -kusurlarıyla bile- kadınlarımı tanıtayım...


NOT: asıl güzellik iç güzelliğidir diye klasik ve banal bir cümle kurmak yasaktır ;)

GWYNETH PALTROW






bakar mısınız ne kadar güzel,
zarif ve   doğal ve şirin












Bu kadını bir çok kişinin aksine şirin, sevecen, çok güzel ve doğal bulmuşumdur. O muhteşem güzel gülüşüne, sarı saçlarına, yüzündeki sevimli çillerine, masmavi gözlerine ve zarif duruşuna hayran olmuşumdur hep, tabi muhteşem oyunculuğundan hiç bahsetmiyorum bile...Benim ilk sıralara koyduğum sarışın güzellerdendir gywenty paltrow, ayrıca bir çok kişi onu neden soğuk bulur anlamam. Aksine ben onu çok güleryüzlü ve doğal buluyorum...

GISELE BUNDCHEN

İşte her şeyine hayran olduğum bir kadın daha Gisele Bündchen...Yok böyle varlık... Duruşu,bakışı,güzel gülüşü,masmavi gözleri,çilli doğal yüzü,doğal sarı saçları,kusursuz fiziği...Ben en çok onun kemikli yüz yapısını,hafif çilli yüzünü ve kocaman güzel gülüşünü seviyorum.

    




SIENA MILLER

Karşınızda bir sarışın daha, o da güzel bakışları,mavi gözleri,hafif çilli yüzü,doğal sarı saçları ve tatlı mı tatlı gülümsemesiyle benim favori güzellerimden birisi... Ayrıca onun gamzelerine bayılıyorum.


Bakarmısınız birinde ne kadar
şirin ve sempatik,diğerinde de ne kadar buğulu bakışlara sahip seksi bir kadın.
Altta da o güzel gülüşüne ve 
gülünce beliren gamzelerine 
dikkat




BLAKE LIVELY

Ve son sarışın güzelim, aynı özellikler blake livelyde de mevcut ama onun en en belirgin güzelliği ya da onu güzelleştiren en belirgin özelliği muhteşemmmm gülüşü. Belki de o gülüş olmasa bu kadar güzel görünmezdi gözüme.


     O kadar güzel gülüyor ki
     gülüşünün ışıltısı yüzünün       
     heryerine yansıyor.özellikle 
     de o güzel mavi gözlerine.
Şimdi hep sarışınlardan gittiğimi düşünüyorsunuzdur ya da sarışınları daha çok beğendiğimi, tabi ki hayır,buğday tenli bayanları çok daha fazla beğenirim. İşte benim çok güzel ve doğal bulduğum buğday tenli ünlüler. Benim için sarışın da olsa esmer de olsa bir bayan her zaman doğal bir yüze, güzel gülüşe ve ışıldayan gözlere sahip olmalı...

SANDRA BULLOCK

Sarışın bayanlardan gywenty paltrow'u ne kadar doğal,samimi ve tatlı buluyorsam ve oyunculuğuna hayransam, Sandra Bullock için de aynı şeyler geçerli. Bu kadar doğal bir yüze sahip bir kadın olamaz, ayrıca muhteşem bir oyuncu ve yaş aldıkça daha da gençleşiyor, aynı Gywenty Paltrow gibi...bayılıyorum size yaaa..Doğallık Sandra Bullock'un diğer adı







CAMILLA BELLE

Ah işteee...o yumuşacık güzel yüzüyle camilla belle. Saçı,gözü,yüzü bu kadar güzel olabilir bir insanın. Hele o yeşil güzel gözlere diyecek hiçbir lafım yok. O güzelim saçlarına da ayrı bir bitiyorum




KATE BECKINSALE

Eee güzel bayanlardan bahsederiz de Kate Beckinsale'yi unuturmuyuz hiç...
O kadar düzgün yüz hatları var ki neredeyse kusursuz...Gülüşüne,saçlarına,burnuna,gözlerine ve bakışlarına hayranım. E daha ne diyeyim,Kate Beckinsale yani...



LUCY HALE

Veee son olarak Camilla Belle gibi yumuşacık güzel bir yüze,yemyeşil hareli gözlere,hayran bırakacak güzellikte saçlara sahip doğallık abidesi bir güzel daha Lucy Hale...







17 Ocak 2012 Salı

EN FAZLA İÇİMDE ÖLÜRSÜN VE SHAKESPEARE'DEN SHAKESPEARE'E

Kahraman Tazeoğlu ve Özdemir Asaf'tan birkaç şiir paylaşmak istedim bugün sizinle,ne anlamlı yazmış,ne güzel yazmışlar. duygularını çok yoğun yaşamaktan sakınan beni bile aldı götürdü,kırdı zincirlerimi.dönüp dönüp tekrar okudum,ve daha defalarca okuyasım var.hadi birlikte okuyalım,birlikte paylaşalım o güzel duyguları...


EN FAZLA İÇİMDE ÖLÜRSÜN

En fazla içimde ölürsün
Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Kızıl sonbaharım
Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi

Ellerimde çoğul bir gölge kuşu
Adının arkasına basmadan yürüdüm
Alnımda birikti çizgiler
Adımdan çıkardım aklımı
Aklımsız kaldım
Neylersin
İnsanız
Ne yapsak eksiğiz işte
Ölüme ayarlı saatiz

En fazla içimde ölürsün
Sorarım
Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni?
Hangi hare'mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi?
Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu
Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını
Devrik cümlelerimin öznesi oldun?

İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim
Dağıldı bak derlenmiş toplanmış dağılmalarım

En fazla içimde ölürsün
Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana
Kalan gidene denk neyi varsa susuyor
Ve susmak inceltiyor her yarayı
Ve susmak bakmak oluyor gitmediğin yere

Kim tutuklanmış yalnızlıktan
Gizin içine gizlenen kim
Söyle beni nerene sakladın
Ki şimdi bu kadar sokaktayım

En fazla içimde ölürsün 
Karla karışık yağarsın yarama bereme
Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde
Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte
Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde
Sana borcum olsun
Hiç yazılmayacak bu şiirin içinde

En fazla içimde ölürsün
Yanağında yanar avucum
Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır
Gözlerinin namlusu döner,yakar kirpiklerimi
Kulağımda bir tepenin rüzgarı uğuldar
Gırtlağıma kadar aşka batarım
Yeteri yok,eksiği fazla

Neyin kaldı eksilenlerden arta
İçeri doğru kapanan bir kapıydın
Saçlarından geçtim önce
Ve kendimden öylece
Neyim yoksa var bildim
Eğildim
Eksildim
Eridim
Bir seni bitiremedim

Hangi rüzgarlara sattın da saçını
Uğultusuna tutunamadım

Ömründen nefes tutarak ne kadar yaşarsa insan
Öyle yaşadım gözlerini
Tenimde itiş kakış
Cebimde depremlerin
Esrarlı gece ayinleri
Volkanik şiirler
Usul usul giymedim mi sözlerini
Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer
Sensizlik seni anlattı en çok
Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti
Söyle saçlarında öldüğüm
Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?

En fazla içimde ölürsün 
Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri?
Açar gibi yaparak açık bir kapıyı
Beni ikiye böldün
Hadi içimi kendine aldın da
Beni nerde bıraktın
Hangisini seçerdin benim için
Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için

Ben yarama çoktan sen bastım
yaşım kadar gencim
Adın çabuk diye geçti
Ardında aç köpekleri bırakarak
Ezberimden geçtim
Hızla biten aşk şarkılarından geçtim
Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk
bildim

Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine
Onurlu bir karanlığı seçtik
Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik
Cesurduk çünkü
Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar

Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız
Gerisi hiçlik
Gerisi yokluk

Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka
Bir hayatın tüm yanılgılarını
Saçlarında çözdüm
Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın
Sessizlikte bir dildir
Çoğul susulur
Pusulur
Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın

Yıkık şehrimin izbesi
En fazla içimde ölürsün
En çok
Gözlerime gömülürsün
Gözlerimi kaparım
Vasiyetimi yazarım

KAHRAMAN TAZEOĞLU
-------------
SHAKESPEARE'DEN SHAKEASPEARE'E

Çok şey var
olmakla olmamak arasında
bence bütün ve her şey
bölmekle çıkarmak arasında
Çokluk ikiye bölerler her şeyi
Toplamakla çarpmak arasında
Ben dörde bölerim her şeyi
Gitmekle kalmak arasında
Bir yokluk,yok olmak
Aldanmakla inanmak arasında
Bir varlık,var olmak
Unutulmakla unutmak arasında
Ben yok oldum kimi zaman
Yok olmamak içindim kimi zaman
Var oldum öyle anlar oldu ki
Var olmamak içindim kimi zaman
Her şey senin yüzünden
Deyip çıkmak vardı aradan
Ama ben bilirdim ki
Benim yüzümdendi de çoğu zaman

ÖZDEMİR ASAF












31 Aralık 2011 Cumartesi

mrwland: MUTLU YILLARRRRRR....

mrwland: MUTLU YILLARRRRRR....: Bugün 2011'in son günü...klasik bir yılı daha bitiriyoruz acısıyla tatlısıyla...2000' lere girdik gireceğiz vay be 2000' ler derken bakın iş...