31 Aralık 2011 Cumartesi

mrwland: MUTLU YILLARRRRRR....

mrwland: MUTLU YILLARRRRRR....: Bugün 2011'in son günü...klasik bir yılı daha bitiriyoruz acısıyla tatlısıyla...2000' lere girdik gireceğiz vay be 2000' ler derken bakın iş...

MUTLU YILLARRRRRR....

Bugün 2011'in son günü...klasik bir yılı daha bitiriyoruz acısıyla tatlısıyla...2000' lere girdik gireceğiz vay be 2000' ler derken bakın işte 2012' lere geldik...zaman geçmiyor mu yoksa çok çabuk mu geçiyor ben bir türlü anlayamadım zaten:)) ama önemli olan zamanın çabuk geçip geçmediğini anlamaktan öte,zamanın ne kadar değerli olduğunu,zamanı geçirirken neler yaptığımızı,ne kadar verimli olduğumuzu,istediklerimizi ve hedeflerimizi elde edip edemediğimizi anlamanın ya da farketmenin zamanın hızından ya da yavaşlığından daha önemli olduğunu anladım.


Bugüne kadar artık ne yaptıksak ya da ne yapamadıysak geçti gitti ve maalesef geri döndürme gibi bir şansımız yok ama geçmişimizde zamanla yaşadığımız olumlu ya da olumsuz savaşları düşünüp artık daha da geç olmadan hayatımıza istediğimiz gibi yön verebiliriz,zamanın bizi değil bizim zamanı yönetmemizi sağlayabiliriz.Ben 2011'den itibaren öyle yapmaya başladım ve kendi hayatım içinde çok faydasını gördüm açıkcası...


Şimdi yani bu gece 00:00'dan itibaren sizde öyle yapabilirsiniz,2012 sizi değil siz 2012' yi yaratabilirsiniz onu siz güzelleştirebilir hayatınızın bir mucizesi haline dönüştürebilirsiniz.Kendinizi yeniden keşfedebilirsiniz...


Ve bundan 10 yıl sonra 2012'ye girerken gene klasik "vay be bir yılı daha geride bırakıyoruz acısıyla tatlısıyla,ne çabuk geldik 2022' lere" dersiniz ama bu sefer hayatınızın farkındalığına sahip halde girmiş olursunuz 2022'ye...


Kısacası her yıl değerli ve güzeldir, o yılın güzelliğini ve değerini keşfetmek ve size bir şeyler katmasını sağlamak sizin elinizdedir...


2012,2013,2014........ bugünden itibaren ne yapmak,nasıl yapmak,nerede olmak,kiminle olmak,neler başarmak,nerelere varmak istiyorsanız hayata geçirmeye başlayın ve bir sonraki yıl yapmak,olmak ya da varmak istediğiniz yerlerde olun ya da emeklemeye başlamış olun ki daha sonraki yıllara adım atmaya becerebilesiniz...


yeni yılda her yer ışıl ışıldır,evler,ağaçlar,sokaklar,caddeler vs vs... çünkü o yılın parlak ve aydınlık geçmesini dileriz,aynı sokaklar,evler,ağaçlar gibi;ama nasıl o sokakları ışıldatmak bizim elimizdeyse hayatımızı da ışıldatmak bizim elimizde...


ışıl ışıl,mutluluk,huzur,sağlık,sevgi,dostluk,başarı,kariyer........................................................daha doldurmak istediğiniz hangi kelimeler varsa onların hepsi bu yıl ve bundan sonraki yıllarda hep sizinle olsun.


MUTLUUUU MUTLUUUU MUTLUUU YILLLLLARRRRRRRRR...

6 Kasım 2011 Pazar

YENİDEN UZUN DİKDÖRTGEN BİR MASA

BİR MASA;UZUN DİKDÖRTGEN BİR MASA...



bir masa;  dikdörgen uzun bir masa,etrafında 15civarı insan her yaştan her özellikten...



bir masa; dikdörtgen uzun bir masa;üstünde her çeşit yiyecek;sucuğundan salamına,peynirinden zeytinine ne ararsan...



bir masa; sağ baştan say,en büyükten en küçüğe anneannem,dedem,teyzem,eniştem,büyük kuzen,onun eşi ve onların iki çocuğu,küçük kuzen,onun eşi ve onların 1 çocuğu,en küçük teyze yani annem,onun eşi ve onun 1 çocuğu,yıllardır teyzemlerle birarada yaşayan yengem ve onun iki çocuğu olduk mu size 17 kişi,bir masanın etrafında 17 kişi... 


bir ev; sabah erkenden kalkılan bünyesinde tüm aileyi barındıran bir ev,sabah sabah en küçüğünden en büyüğüne namazdan gelen erkekleri bekleyen hanımlar,sonra herkesin teker teker elleri öpülür,işte en sevmediğim kısım, el öpmek zor zanaat ama yüzümde el öpmeyi sevmesem bile kocaman bir gülücük,sonunda gelecek paralar var çünkü;))eller öpüldükten herkes birbirini kutladıktan sonra telaşla masaya geçilir uzun dikdörtgen masaya hep masanın en köşesine oturan ben çünkü o köşeden ailemi ve yüzlerindeki mutluluğu,kalabalık ama mutlu ailemizin neşe dolu muhabbetini izlerim hep ve o çeşit çeşit yiyecekleri tam anlamıyla tadamandan kalkarım çünkü ailemi izlemek doyurur beni.saatlerce uzun dikdörtgen masada keyif yapılır,gülünür,konuşulur...sonra saate bakılır saat epey olmuştur ve telaşla oturduğumuz masadan uzun sohbetler sonrasında telaşla kalkılır,masa el birliğiyle toplanır ve masa toplanır toplanmaz zil çalar ve misafirler akın akın dolar o saatten sonra işte olayın bu kısmını pek sevmemişimdir hep,çünkü okadar çok insan gelip gider ki arka arkaya kendi geniş ailemi hissetmemi engeller kocaman kalabalık diğer aile bireylerim...ama genede mutluyumdur çünkü ne kadar büyük bir ailem olduğunu o zaman daha çok anlarım ben,zaman zaman şikeyet etsemde bu kadar kalabalıktan bakmayın siz şımarıklığımdandır aslında bütün şikayetim...


 -işte böyle bir masanın etrafında büyüyerek geçirdim ben her bayramı,kocaman kalabalık bir aileyle geçirdim,çok mutlu ama şımarıklığımdan hep kalabalıktan şikayet ederek geçirdim.oysa o masanın etrafında toplanabilmek için can atardım her bayram...

 -sonra yıllar geçti aile bireylerinde ilk önce dede,sonra anneanne eksildi... biz gene toplandık ama eski tadı kalmadı hiçbirşeyin çünkü büyümüştük artık birileri hayatımızdan çok uzaklara gitmiş geride kalanlar ise hayat gailesine dalmıştı,küçükler büyümüş üniversiteye başlamıştı,o uzun dikdörtgen masanın etrafı eksiklerle doluydu...

 -ailem gene benim ailemdi,sevgimizden mutluluğumuzdan hiçbirşey eksilmemişti belki ama hiçbirşeyde benim gözümde eskisi gibi değildi,gözlerimdeki parlaklık eski parlaklık değildi...

 çünkü kim ne derse desin hiçbir yeni gün eskisi gibi olmuyor,hele bayramlar hiç olmuyor,her geçen gün hayatımızdan birileri eksilmeye birileride büyümeye başlayınca eskisi gibi olmuyor herşey,en azından bana göre...


 -yıl 2010 şimdi artık teyzemlerde geçirmiyoruz bayramları evimizde 3 kişiyiz halamlarla birlikte 10 kişi...


 o masa hala aynı uzun dikdörtgen masa etrafında hala insanlar var,teyzemler her bayram eskisi gibi bizi de görmek ister yine ama ben artık küçük masamda daha mutluyum... belki de en çok ben değiştim,çünkü şimdi küçük masamda o uzun dikdörtgen masadakinden daha mutlu hissediyorum kendimi...


çünkü o masada eksikler varken ben de kendi eksik dünyamda yaşamayı seviyorum...

buna rağmen hala ailemle geçirdiğim bayramları ve aileye yeni katılan küçük bireylerle geçirilen bayramları seviyorum,çünkü onlar bana mutluluğu ve umudu hatırlatıyorlar,çünkü onlar bana küçüklüğümü hatırlatıyorlar,çünkü onlar bana yitirdiklerimle geçirdiğim güzel günleri hatırlatıyorlar...

hayatın tüm alıp götürdüklerine rağmen,ailede ki tüm eksiklere rağmen MUTLU VE UMUT DOLU BAYRAMLAR herkese...


4 Kasım 2011 Cuma

MÜKEMMEL BİR ŞARKI


yüzyüze ve kalp kalbe
çok yakınız ama ayrıyız
gözlerimi kapatırım,uzağa bakarım
bunun tek nedeni iyi değilim
ama direniyorum,güçlü duruyorum
------
merak ediyorum hala ait olabilecek miyiz?
biz hiç söyleyebilecek miyiz o kelimeleri
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
hiç sahip olabilecek miyiz mutlu bir sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?
------
ne kadar zamandır hayal ediyorum
inanıyorum,aramızdakilerin hala canlı olduğuna
düşlüyorum yeterince iyi olduğumu
ve sevdiklerimizi kendimiz seçebileceğimizi
ama direniyorum,güçlü duruyorum
------
merak ediyorum,biz hala ait olabilecek miyiz?
biz hiç söyleyebilecek miyiz hissettiklerimizi?
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
sahip olacak mıyız mutlu bir sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?
------
sırlarımızı saklayıp
her yaptığımız harekette
unutuyormuş gibi görünmüyor kimse
ne kadar yazık
eğer sende aynısını hissediyorsan
ben bunu nasıl bilebilirim
------
biz hiç söyleyebilecek miyiz o kelimeleri?
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
hiç sahip olacak mıyız mutlu sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?

26 Ekim 2011 Çarşamba

TANIMANIZ GEREKEN NADİR KİŞİLERDEN BİRİ

Bugün sanal ortamdan da olsa yeni biriyle tanıştım,pazartesi günü de seminerine katılıp birebir tanışma fırsatı bulacağım inşallah.


Ben bugün sizin de onunla tanışmanızı istiyorum.Eğer adını daha önce hiç duymadıysanız,kendisiyle tanışma fırsatı hiç bulmadıysanız.benim de daha önce kaçırdığım gibi çok şey kaçırdınız demektir.


Bu yüzden sizi şimdilik sanal ortamdan Ahmet Şerif İzgören ile tanıştırayım.Umarım daha sonra da kendisiyle birebir tanışma fırsatı yakalayabilirsiniz.Çünkü bazen hayatınıza anlam katacak insanlarla tanışamaya ihtiyacınız vardır,hatta çoğu zaman.hHele ki bu devir de öyle insanlarla karşılaşmak çok zorken.


İşte Ahmet Şerif İzgören o nadir insanlardan biri.İnanın bana size ve hayatınıza ve hayata bakış açınıza çok şey katacak.


İlk önce kendisiyle ilgili bir tanıtım yazısı,sonra da çok beğendiğim birkaç videosunu paylaşıyorum sizinle...


AHMET ŞERİF İZGÖREN


1965 yılında İzmir’de doğdu. 1983 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı.


1991 yılında ordudan istifa etti. Aynı yıl Ankara Üniversitesi TÖMER Bursa Şubesi’ni kurdu ve bu şubenin müdürü olarak dört yıl görev yaptı. Bu dönemde, Bursa’nın ilk kültür merkezini açtı. Türkiye’nin tek çeviri dergisini çıkarttı. On altı tiyatro, müzik, resim kulübünün fahri başkanlığını yaptı.


1995 yılında özel sektöre transfer oldu; iki ayrı firmada genel müdürlük yaptı. 1996 yılında AIESEC Yüksek Danışmanlar Konseyi Üyesi olarak hizmette bulundu. İngiltere (Sunley Management Center) ve Türkiye’de zaman yönetimi, finans, liderlik, beden dili, işletme yönetimi ve yönetim modelleri, satış ve pazarlama, iletişim, şirket fonksiyonları, karar alma teknikleri, stres yönetimi, motivasyon, yaratıcı liderlik, benchmarking vb. konularda birçok seminere katıldı ve eğitim aldı. Daha sonra bu alanlarda yurt içinde ve yurt dışında eğitimler verdi. Liderlik, takım çalışması, yönetim ve iletişim alanında yurt dışı da dâhil olmak üzere birçok üniversite ve platformda 500’ü aşkın seminer verdi. Hâlen bu konularda Türk ve yabancı birçok kuruluşa, eğitim ve danışmanlık hizmeti vermektedir.


İzgören, çalıştığı kurumlarda değişim yaratması ve sistem oluşturmasıyla tanındı. Kurucusu olduğu Academy International / İzgörenAkın Eğitim ve Danışmanlık firmasının 1996’dan beri; ELMA Yayınevi’nin (Akademi Artı Yayıncılık AŞ) 1999’dan beri Yönetim Kurulu Başkanlığı görevindedir. Sekiz tanesi iş ve yönetim ile kişisel gelişim konularında olmak üzere on iki kitabı yayımlanmıştır. Bunlardan dokuz tanesi on binin üzerinde satılmıştır.


Türkiye'de konusunda çalışan bir bilirkişi.



avucunuzdaki kelebek-1

avucunuzdaki kelebek-2


olumlu-olumsuz düşünceler

Daha tonlarcana güzel seminer videosunu bulabilirsiniz;))

8 Ekim 2011 Cumartesi

mrwland: FARKLI VE EĞLENCELİ

mrwland: FARKLI VE EĞLENCELİ: İŞTE SİZE BİRKAÇ TANE FARKLI VE EĞLENCELİ TASARIM ÖRNEĞİ...

FARKLI VE EĞLENCELİ

İŞTE SİZE BİRKAÇ TANE FARKLI VE EĞLENCELİ TASARIM ÖRNEĞİ... 







BİRAZ ESKİLERE DÖNELİM ANKET CEVAPLAMACA OYNAYALIM

eskiden okuldaki arkadaşlarımıza birbirimizi tanımak için anket yaptırırdık.özellikle ortaokul ve lise dönemlerimizde çok meşhurdu bu.tabi bunu daha çok 80-90 arası doğumlular daha iyi bilir yeni kuşak ne yapar ne eder hiçbir fikrim yok.

hadi gelin bizde biraz eskilere dönelim ve şu anket oyununu oynayalım.Ben blog sahibi olarak anketle size kendimi tanıtayım sizde aynı oyunu kendinize ya da yakınınızdaki arkadaşlarınıza oynayın:))

EN SON...?

1. En son kimi aradın? Öget kolsarıcı
2.En son dinlediğin şarkı? Abba-mamma mia
3.En son izlediğin dizi ve film? Dizi: Vampire Diaries,Film: Let The Right One In
4.En son ne zaman ağladın? 1 hafta önce falan
5.En son nereye gittin? Hayal kahvesi
6.En son ne zaman aşık oldun? Bu yıl
7.En son okuduğun kitap? Debbie Maccomber-Küçük mucizeler dükkanı

HAYATINIZDA HİÇ...? 

8.Hayatınızda hiç aynı kişiyle iki kez çıktınız mı? Hayır
9.Hayatınızda hiç birini aldattınız mı? Hayır
10.Hayatınızda hiç depresyona girdiniz mi? Evet
11.Hayatınızda hiç aşık oldunuz mu? Tabi kiii
12.Hayatınızda hiç sarhoş olup kustunuz mu? Sarhoş oldum ama kusmadım
13.Hayatınızda hiç birinin kalbini kırdınız mı? Evet
14.Hayatınızda hiç aynı anda birden fazla kişiyle çıktınız mı? Hımm lisede yapmış olabilirim:))

BU YIL HİÇ...?(2011)

15.Bu yıl hiç yeniden birine aşık oldun mu? Evettt
16.Bu yıl hiç hayal kırıklığı yaşadın mı? Evet
17.Bu yıl hiç ağlayana kadar güldün mü? Oooo çookk
18.Bu yıl hiç gözyaşın kuruyana dek ağladın mı? Evet
19.Bu yıl hiç dövme yaptırdın mı? Hayır
20.Bu yıl hiç seni değiştiren birisiyle tanıştın mı? Evet

İNANIR MISIN...?

21.İlk görüşte aşka? Evet
22.Noel babaya? Hayır
23.Hayaletlere? Hayır
24.Kendine? Fazlasıyla
25.Mucizelere? Kesinlikle
26.Kadere? Bazen evet bazen hayır



İLKLER...?

6 Ekim 2011 Perşembe

Pastacı...Tim Burton ve kitabı:))

Tim Burton pastacıya ilham verirse...E buyrun kendiniz görün:))


Tim Burton demişken kitabından da bahsedeyim.Buyrun size buram buram Tim Burton kokan bir kitap.Eğer Tim hayranıysanız kesinlikle okuyun.Bence hayranı değilseniz de hemen hayranı olun ve okuyun:))

KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI

"BU KİTAPTA MUTLAKA KENDİNİZDEN BİR ŞEYLER BULACAKSINIZ!" demiş kitabın yazarı.Hakikaten de öyle.Çok sade ama fazlasıyla içten,sımsıcak bir hikaye...hele kitabın ortalarına doğru sizi samimiyeti ve içtenliğiyle kendine çekiyor.Hikaye gibi anlatım dili de çok sade ve samimi

20 Eylül 2011 Salı

BOL TABLOLU EV

  
  
Hoş dekore edilmiş bir ev ama belki duvarları mavi değilde daha farklı bir renk olsaymış daha güzel olurmuş ama tabi zevkler ve renkler tartışılmaz di mi:))


salonda mavi kahverengi ve beyaz uyumunu gözüyoruz.tamamiyle ahşap zemin ve hiç halı kullanılmaması dikkat çekiyor. 


duvarlardaki tablolar eve renk katmış ve çok eğlenceli bir eve dönüşmesine sebep olmuş 


bu da mutfağın diğer taraftan görünüşü.görünüldüğü üzere evde bol bol tasarım tablo çeşitleri kullanılmış.

hımm klasik görünüme yakın bir yatak odası ama ben beğendim özellikle sarı duvar ve yine tablolar çok hoş.

ve evin renkli görüntüsüne karşılık bembeyaz bir banyo.açıkcası ben bu evi sevmedim dersem yalan olur.
































TWIST&PIN

işte size en fazla iki dakikanızı alacak pratik bir saç modeli...

19 Eylül 2011 Pazartesi

mrwland: THE PIERCES

mrwland: THE PIERCES: 5 ay önce yepyeni bir grup keşfettim...daha doğrusu müzik tutkusuyla dolu iki kız kardeş keşfettim ama sizinle şimdi paylaşabilme fırsatı bu...

THE PIERCES

5 ay önce yepyeni bir grup keşfettim...daha doğrusu müzik tutkusuyla dolu iki kız kardeş keşfettim ama sizinle şimdi paylaşabilme fırsatı buluyorum...

The PIERCES... New York kökenli müzik topluluğu.Grubun üyeleri Catherine Pierce ve Allison Pierce adlı iki kız kardeştir..

  size onlarla ilgili biraz bilgi vereyim sonra da birkaç videosunu göstereyim sevip sevmeyeceğinize tabiki de siz karar verin:))

Pierce kardeşler, Birmingham, Alabama'da yedi kişilik bir ailenin iki yıl arayla dünyaya gelen iki kızıdır. Kendi halinde hippi ebeveynleri yüzünden sürekli seyahat ederek büyüdüler ve evden-okul eğitimi aldırlar. Anneleri ressam, babaları ise değişik gruplarda da çalmış bir gitaristtir. Müzik ve sanatla erken tanışan Pierce kardeşler Joni Mitchell ve Simon & Garfunkel dinleyerek büyüdüler. Çocukken sanatçı yanlarını ortaya çıkarabilsinler diye, partilerde, düğün ve kiliselerde aile tarafından sürekli teşvik edildiler. Allison 3 yaşında dans etmeye başladı ve iki kardeş de başarılı balerinlerdir.

THE PIERCES-three wishes 
We'd be so less fragile
If we're made from metal
And our hearts from iron
And our minds from steel
And if we built an army
Full of tender bodies
Could we love each other
Would we stop to feel

And you want three wishes:
One to fly the heavens
One to swim like fishes
And then one you're saving for a rainy day
If your lover ever takes her love away

You say you want to know her like a lover
And undo her damage, she'll be new again
Soon you'll find that if you try to save her
It will lose her anger
You will never win

And you want three wishes:
You want never bitter
And all delicious
And then one you're saving for a rainy day
If your lover ever takes her love away

You want three wishes:
One to fly the heavens
One to swim like fishes
You want never bitter
And all delicious
And a clean conscience
And all it's blisses
You want one true lover with a thousand kisses
You want soft and gentle and never vicious
And then one you're saving for a rainy day
If your lover ever takes her love away

 THE PIERCES-we are stars
 We are stars, 
Fashioned in the flesh and bone,
We are islands,
Excuses to remain alone,
We are moons,
Throw ourselves around each other,
We are oceans,
Being controlled by the pull of another.
 And I just wanna be loved by you, 
Yeah I just wanna be loved by you,
I see nothing worse than to sail this universe without you.
When we met,
I was pulling an angel out of a liar,
We forget,
Satisfaction kills our desire,
We are dreamers,
Wishing upon what we were born from,
We made plans,
Kill them ourselves,
And then we mourn them.
And I just wanna be loved by you,
Yeah I just wanna be loved by you,
I see nothing worse than to sail this universe without you.
(I just wanna be loved by you)
I see nothing worse than to sail this universe without you.
(I just wanna be loved by you)
I see nothing worse than to sail this universe without you,
Without you.

THE PIERCES-secret 
Got a secret
Can you keep it?
Swear this one you'll save
Better lock it, in your pocket
Taking this one to the grave
If I show you then I know you
Won't tell what I said
Cause two can keep a secret
If one of the m is dead�

Why do you smile
Like you have told a secret
Now you're telling lies
Cause you're the one to keep it
But no one keeps a secret
No one keeps a secret
Why when we do our darkest deeds
Do we tell?
They burn in our brains
Become a living hell
Cause everyone tells
Everyone tells

Look into my eyes 
Now you're getting sleepy
Are you hypnotized
By secrets that you're keeping?
I know what you're keeping
I know what you're keeping

13 Eylül 2011 Salı

CRAFT

yeni bir atölye keşfettim a dostlar..


eğitim ilkelerini Eric Morris ve Sanford Meisner gibi önemli oyuncuların kulladığı yöntemlerden almışlardır.


atölye çağ çaluşkur başkanlığında diğer eğitmen arkadaşlarıyla birlikte kurulmuştur.Eğitmen kadrosunu İpek Bilgin ve Yıldırım Urağ gibi usta eğitmenlerin haricinde genç eğitmen kadrosundan oluşturmuştur.

eğer sanatın herhangi bir dalıyla ilgiliyseniz bu atölyeye bir göz atmanızı tavsiye ederim..

http://atolyecraft.com/craft/

9 Eylül 2011 Cuma

GÖZLERİNİN İÇİNE BAK ANLARSIN!!!

neden çok uzun zamandır yalnızsın,neden ondan sonra kimseyle birlikte olmadın,çok güzel bir kız olmasan bile istediğini elde edicek potansiyel var sende niye çabalamıyorsun,nasıl bu kadar uzun zamandır yalnız olmayı göze alabiliyosun,senle ilgilenenlere bi kere bile şans vermiyosun diye soruyolar bana çevremdekiler çok uzun zamandır,hele bu aralar daha da sıklaştı...


size burdan cevap vereyim beni seven canım arkadaşlarım...evet çok uzun zamandır yalnızım ve evet istediğimi elde edecek potansiyele de sahibim ve evet buna rağmen çabalamıyorum.çünkü önemli olan bunlar değil ya da sadece biriyle birlikte olmak değil...

önemli olan benim birini gerçekten sevmem ve ona baktığım zaman o insanın gözlerinin içinde kendimi görebilmem,karşımdaki insana baktığım zaman onun gözlerinin bana aşk ve sevgiyle bakması,karşımdaki insanın gözlerinin içinden taaa derinleri görebilmek,o taa derinlerde benim de biryerlerde var olduğumu bilebilmek.bunlar olmayınca sadece sizin sevmeniz de yetmez bazen...

işte ben ondan sonra kimsenin gözlerinin içine baktığımda bu dediklerimi göremedim.denediğim ilişkiler olmadı mı oldu beni sevdiklerini söylemediler mi söylediler,onların yanında mutsuz da olmadım aslında ama tek eksik belki de en önemli eksik gözleriydi benim gözlerinin içinde göremediklerimdi.bilmem belki de ben kördüm ondan göremedim;))

ama onda görürdüm işte gözlerine her baktığımda ayna olurlardı bana...

ben hayatım boyunca biriyle çıkmak olsun diye çıkanlardan olmadım ve bundan sonra da olmayacağım.bundan sonra da ya da ondan sonra da hayatımı sürdüreceğim kişi gözlerinin en derinlerinde benim gözlerimi barındıracak olan onun gözlerinin içinde baktığımda huzur bulacağım kişidir.

çünkü bana göre bazen birşeyleri dilden anlatmak yetmez çünkü bana göre dilden sarfedilen hisler çok zor değil aksine çok kolaydır,herkese sarfedilebilecek kadar kolay.en zoru gözlerden sarfedilenlerdir ama bir kere de sarfedildi mi kolay kolay tükenmezler.

umarım cevabım bana sürekli bu soruyu soranları tatmin etmişdir... 


her sevenin sevdiğinin gözünün içine bakınca onun gözlerinde kendi yansımasını görmesi dileğiyle...



7 Eylül 2011 Çarşamba

MmMoOdDeEeLl

hala MODEL dinlemediniz mi ya da sadece buzdan şato ve değmesin ellerimiz şarkıların'ın dışındakileri dinlemediniz mi!!!çok fazla uzatmadan buyrun size MODEL ve benim en sevdiğim üç şarkısı...

PEMBE MEZARLIK

Tenin sinmiş yastığıma, dün gece terketmeden önce.
İçimde bıraktığın acıyla, kokunla uyudum bu gece.
Pembe bir mezarlık gördüm rüyamda,
aşık cesetler şekerden tabutta.
Gezınırken cığerım doldu bır anda çürük cılek kokusuyla.
Kalbı atan ölü bedenler hepsı.
Hepsının başında bırer ölüm perısı.
Soluk bırer pembe gül kokluyorlar karanlıkta.
Affet bu gece ölmek istedım.
Pembe bır mezarlık olmak ıstedım.
Karanlıgı elimle bölmek ıstedım senı cok özledım.
Çok ıstedım bu gece kendımı asmak.
Ellerımle kendı mezarımı kazmak.
Elımden gelen oturup evımde sana şarkılar yazmak. 

ÇÜRÜSÜN GELİNLİĞİM

Küçük kızların bebekleri
Fırfırlı şirin etekleri 
Yastıktan yapılmış evleri
Bir de hayali prensleri var
Plastik mutfak setleri
Kısa tırnaklı küçük elleri
Makyajsız güzel yüzleri
Bir de gelinlik hayalleri var

Bataklıkta bir gül gibi
Solup gitsin güzelliğim
Neyleyim sensiz saadeti
Çürüsün gelinliğim

İster yas tut benim için
Ben çoktan ölüp gitmişim
Aşkımızın tabutunda
Çürüsün gelinliğim

Yıllar geçer eller büyür
Boyanır yüzler hayaller küçülür
Bir adam çıkar kanatır gönlünü
Ne prens kalır ne düğünü
Çürüsün gelinliğim
MAKYAJ 

 
Çok uğraştım inan unutmak için seni
O gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi
Son bir öpücüğü çok görmüştün bana
Biliyorum demiştin ben gideceğim

Bu sabah çok erken kalktım, sevdiğin tatlıdan yaptım
Yerken onu tek başıma, sessiz sedasız ağladım
Kalktım bir çay demledim, açtım bir film izledim
Zaman bir türlü geçmedi, bütün evi temizledim..

Sıkıldım kendimden aptalmıyım neyim ben
Neyin var böyle neden kurtulamıyorum senden?

Geçmiyor günler, burda senden uzakta
Yığıldı şişeler, her gün mutfakta
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım

Affet beni sevgilim unutamadım seni
Hiç halim yok uyanmaya
Sevemem sensiz günleri

Sıkıldım kendimden aptalmıyım neyim ben
Neyin var böyle neden kurtulamıyorum senden?

Geçmiyor günler, burda senden uzakta
Yığıldı şişeler, her gün mutfakta
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım 

MmMmMm... tatlıııı

işte size eğlenceli,tatlı mı tatlı bir tarif:)) bu tarifi birkaç ay önce sitenin birinden bulmuştum ve çok hoşuma gitmişti.tarifi bulur bulmaz yapımına giriştim ve hem yaparken çok eğlendim hem de yerken;ama en güzel kısmı yemesiydi tabi.
             sizde benim gibi tatlı yapmayı ve yemeyi seviyorsanız bu tarif tam sizlik..
                                                     .AFİYET OLSUN;))

Şeftali Eşliğinde Dondurmalı Kek Topları 

Top Kek için Malzemeler:
  • 2 adet yumurta,2çay bardağı süt,2 çay bardağı sıvı yağ,3 yemek kaşığı toz kakao,1 paket kabartma tozu ve vanilya,2 çay bardağı toz şeker,2yemek kaşığı damla çikolata,mini kek kalıpları
 Şeftali Tatlısı İçin Malzemeler:  
  • 3 adet şeftali,toz şeker,1/2 çay bardağı su,4-5 adet karanfil
kullanılacak dondurma çeşitleri
  • senin zevkine kalmış;))

 Hazırlanışı:

Top Kek: Tozşeker ve yumurtayı geniş bir kapta çırpıcı yardımı ile beyazlaşana kadar çırpalım.Yağı, sütü ve kakaoyu ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Unu eleyerek kabartma tozu ve vanilyayı da una ilave edelim.Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye top kek kalıplarımızı yerleştirelim. Kalıplara 1 yemek kaşığı kek hamurumuzdan dökelim, önceden ısıttığımız 180 derecedeki fırınımızda pişirelim. Pişen kekler soğuyunca kalıptan çıkaralım.

Şeftali Tatlısı: 3 adet şeftaliyi yıkayıp kabuğunu soyalım. Ortadan ikiye böldüğümüz şeftalinin çekirdeği çıkartıp teflon tencereye yerleştirelim. Şeftalilerin ortasına 1 ‘er tatlı kaşığı tozşeker ilave edip, yarım çay bardağı suyu ve 5-6 adet karanfili de ilave edip kısık ateşte şeftalilerimiz yumuşayana kadar pişirelim.

Sunum Şekli: Servis tabağını 10 dk dondurucuda bekletelim. Soğuyan top keki ikiye keselim,ortasına isteğe göre herhangi bir dondurma çeşidinden bir top koyalım,top kekin kapağını kapatıp üzerine 1 kaşık sade dondurmamızdan koyalım.Benmari usulü erittiğimiz çikolatayı kağıttan yaptığımız külah yardımı ile süsleyelim.Servis tabağımıza rendelediğimiz bitter çikolata parçacıklarından serpelim, top kekimizi koyup yanına şeftali tatlımızı yerleştirelim. Top keklerin ortasına arzu ettiğiniz dondurma çeşitlerinden yerleştirebilirsiniz.