6 Kasım 2011 Pazar

YENİDEN UZUN DİKDÖRTGEN BİR MASA

BİR MASA;UZUN DİKDÖRTGEN BİR MASA...



bir masa;  dikdörgen uzun bir masa,etrafında 15civarı insan her yaştan her özellikten...



bir masa; dikdörtgen uzun bir masa;üstünde her çeşit yiyecek;sucuğundan salamına,peynirinden zeytinine ne ararsan...



bir masa; sağ baştan say,en büyükten en küçüğe anneannem,dedem,teyzem,eniştem,büyük kuzen,onun eşi ve onların iki çocuğu,küçük kuzen,onun eşi ve onların 1 çocuğu,en küçük teyze yani annem,onun eşi ve onun 1 çocuğu,yıllardır teyzemlerle birarada yaşayan yengem ve onun iki çocuğu olduk mu size 17 kişi,bir masanın etrafında 17 kişi... 


bir ev; sabah erkenden kalkılan bünyesinde tüm aileyi barındıran bir ev,sabah sabah en küçüğünden en büyüğüne namazdan gelen erkekleri bekleyen hanımlar,sonra herkesin teker teker elleri öpülür,işte en sevmediğim kısım, el öpmek zor zanaat ama yüzümde el öpmeyi sevmesem bile kocaman bir gülücük,sonunda gelecek paralar var çünkü;))eller öpüldükten herkes birbirini kutladıktan sonra telaşla masaya geçilir uzun dikdörtgen masaya hep masanın en köşesine oturan ben çünkü o köşeden ailemi ve yüzlerindeki mutluluğu,kalabalık ama mutlu ailemizin neşe dolu muhabbetini izlerim hep ve o çeşit çeşit yiyecekleri tam anlamıyla tadamandan kalkarım çünkü ailemi izlemek doyurur beni.saatlerce uzun dikdörtgen masada keyif yapılır,gülünür,konuşulur...sonra saate bakılır saat epey olmuştur ve telaşla oturduğumuz masadan uzun sohbetler sonrasında telaşla kalkılır,masa el birliğiyle toplanır ve masa toplanır toplanmaz zil çalar ve misafirler akın akın dolar o saatten sonra işte olayın bu kısmını pek sevmemişimdir hep,çünkü okadar çok insan gelip gider ki arka arkaya kendi geniş ailemi hissetmemi engeller kocaman kalabalık diğer aile bireylerim...ama genede mutluyumdur çünkü ne kadar büyük bir ailem olduğunu o zaman daha çok anlarım ben,zaman zaman şikeyet etsemde bu kadar kalabalıktan bakmayın siz şımarıklığımdandır aslında bütün şikayetim...


 -işte böyle bir masanın etrafında büyüyerek geçirdim ben her bayramı,kocaman kalabalık bir aileyle geçirdim,çok mutlu ama şımarıklığımdan hep kalabalıktan şikayet ederek geçirdim.oysa o masanın etrafında toplanabilmek için can atardım her bayram...

 -sonra yıllar geçti aile bireylerinde ilk önce dede,sonra anneanne eksildi... biz gene toplandık ama eski tadı kalmadı hiçbirşeyin çünkü büyümüştük artık birileri hayatımızdan çok uzaklara gitmiş geride kalanlar ise hayat gailesine dalmıştı,küçükler büyümüş üniversiteye başlamıştı,o uzun dikdörtgen masanın etrafı eksiklerle doluydu...

 -ailem gene benim ailemdi,sevgimizden mutluluğumuzdan hiçbirşey eksilmemişti belki ama hiçbirşeyde benim gözümde eskisi gibi değildi,gözlerimdeki parlaklık eski parlaklık değildi...

 çünkü kim ne derse desin hiçbir yeni gün eskisi gibi olmuyor,hele bayramlar hiç olmuyor,her geçen gün hayatımızdan birileri eksilmeye birileride büyümeye başlayınca eskisi gibi olmuyor herşey,en azından bana göre...


 -yıl 2010 şimdi artık teyzemlerde geçirmiyoruz bayramları evimizde 3 kişiyiz halamlarla birlikte 10 kişi...


 o masa hala aynı uzun dikdörtgen masa etrafında hala insanlar var,teyzemler her bayram eskisi gibi bizi de görmek ister yine ama ben artık küçük masamda daha mutluyum... belki de en çok ben değiştim,çünkü şimdi küçük masamda o uzun dikdörtgen masadakinden daha mutlu hissediyorum kendimi...


çünkü o masada eksikler varken ben de kendi eksik dünyamda yaşamayı seviyorum...

buna rağmen hala ailemle geçirdiğim bayramları ve aileye yeni katılan küçük bireylerle geçirilen bayramları seviyorum,çünkü onlar bana mutluluğu ve umudu hatırlatıyorlar,çünkü onlar bana küçüklüğümü hatırlatıyorlar,çünkü onlar bana yitirdiklerimle geçirdiğim güzel günleri hatırlatıyorlar...

hayatın tüm alıp götürdüklerine rağmen,ailede ki tüm eksiklere rağmen MUTLU VE UMUT DOLU BAYRAMLAR herkese...


4 Kasım 2011 Cuma

MÜKEMMEL BİR ŞARKI


yüzyüze ve kalp kalbe
çok yakınız ama ayrıyız
gözlerimi kapatırım,uzağa bakarım
bunun tek nedeni iyi değilim
ama direniyorum,güçlü duruyorum
------
merak ediyorum hala ait olabilecek miyiz?
biz hiç söyleyebilecek miyiz o kelimeleri
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
hiç sahip olabilecek miyiz mutlu bir sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?
------
ne kadar zamandır hayal ediyorum
inanıyorum,aramızdakilerin hala canlı olduğuna
düşlüyorum yeterince iyi olduğumu
ve sevdiklerimizi kendimiz seçebileceğimizi
ama direniyorum,güçlü duruyorum
------
merak ediyorum,biz hala ait olabilecek miyiz?
biz hiç söyleyebilecek miyiz hissettiklerimizi?
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
sahip olacak mıyız mutlu bir sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?
------
sırlarımızı saklayıp
her yaptığımız harekette
unutuyormuş gibi görünmüyor kimse
ne kadar yazık
eğer sende aynısını hissediyorsan
ben bunu nasıl bilebilirim
------
biz hiç söyleyebilecek miyiz o kelimeleri?
derinlere uzanıp tüm duvarları yıkabilecek miyiz?
hiç sahip olacak mıyız mutlu sona?
ya da sonsuza dek sadece rol mü yapacağız?